22675
post-template-default,single,single-post,postid-22675,single-format-standard,stockholm-core-2.2.9,select-theme-ver-8.8,ajax_updown,page_not_loaded,,qode_menu_,wpb-js-composer js-comp-ver-7.2,vc_responsive

DENEYİM;Kuram ve Kılgı arasında geçen süreç

ODTÜ, Şehir ve Bölge Planlama bölümüne başladığım 1980 yılında, belleğime kazınan ilk kavram; kuram ve kılgı idi. Planlamanın teori ve pratik arasındaki deneyimlerinin tartışıldığı Şehircilik Kongresinin ana temasını bu iki kavram belirlemişti.

Otuz  yıla yakın meslek yaşamım, kuram ve kılgı arasında bir yerlerde geçti. Kimi zaman planlama yaklaşım ve modelleri üzerine kimi zaman ise proje geliştirme üzerine çalışmalarım oldu.

Sektörel Çeşitlilik Deneyimi

Meslek yaşamı sürecinde; kooperatif sektörü, kamu-özel ortaklığı, özel sektör ve son dönemde ise kamu, özel ve sivil işbirliği projeleri içinde bulundum. Deneyim kazandım ve deyimlerimi sürekli paylaşma gayreti içinde bulundum.

Bu süreç içinde;

  • Kent-Koop, Batıkent Projesi deneyimi; dayanışma, işbirliği, diyalog ve proje demokrasisi,
  • Kamu ve özel sektör ortaklığı ile gerçekleştirilen Portakal Çiçeği Kentsel Dönüşüm Projesi ise uzlaşma, katılım, eşitlik, değer paylaşımı, imar haklarının transferi ve toplulaştırılması yaklaşım ve yöntemlerini,
  • Özel sektör deneyimi ise finansman, kredi, zaman yönetimi, değer yaratma, yarışabilirlik,
  • Kamu, özel ve sivil örgüt işbirliği deneyimi ise ortak vizyon, işbirliği, uzlaşma yönetimi, beklenti yönetimi, katılım, stratejik tasarım

kavram ve yaklaşımların önemini ve gerekliliğini gösterdi.

Bugün ise sektörel çeşitlilik deneyimi  sonucunda, kentlerimizin geleceği için ‘senaryo’, ‘strateji’ ve ‘uzlaşma’ kavramları çerçevesinde  ‘6K-6E-6B’ temel ilkelerini dikkate alan temel yaklaşımları hem kuram hem de kılgı arasında ele alan çalışmalar yapmaktayız.

  1. Kimlik, Kapasite, Kaynak, Kalite, Katılım ve Kurgu (6K) temaları çerçevesinde bir ‘gelecek senaryosu’ yazılmalıdır. Kamu, özel ve sivil örgütlerin katılımının sağlandığı yeni kentsel kurgunun senaryosu yazılmalıdır.
  2. Sürdürülebilir gelişmenin temel ilkesi olan Ekonomi, Eşitlik ve Ekoloji bileşenlerinin yanı sıra projelerin yapılabilirliği olan Etkin Olma, Elde Edilebilirlik ve Entegrasyon (6E) temel ilkelerini kapsayan bir ‘stratejik ve eylem planlama’ süreci, klasik imar planı anlayışı yerine geçmelidir.
  3. Kentsel dönüşüm projeleri, doğası gereği, ‘uzlaşma’ gerektirir. Geniş katılımlı bir uzlaşma kültürünün oluşması ve katılımın seviyesinin artırılması için ‘bilgilendirme’, ‘bilinçlendirme’, ‘buluşma’, ‘beklentileri yönetme’, ‘belirsizlikleri ortadan kaldırma’ ve ‘benimseme’ (6B) bileşenlerini içeren süreç iyi yönetilmelidir.

Gelecek Senaryoları; 6K Yaklaşımı

Kentlerimizin başta yapı ve yaşam kalitesi olmak üzere yaşadığı sorunların çözümünden yapısal dönüşümüne kadar geniş yelpaze içinde gelecek senaryolarını gereksinim vardır.

Kentsel gelişim ve dönüşüm sürecinin yeni senaryosu;

  • Geçmiş ve günümüz değerlerini dikkate alan kimlik,
  • Kentsel yapılaşma ve kamusal mekan yaratma için kapasite,
  • Ekonomik kalkınma ve toplumsal gelişim için kaynak,
  • Çevre ve altyapı üretiminde kalite,
  • Karar süreçlerine aktif katılım,
  • Kentsel yapının yeniden kurgu,

(6K) bileşenlerini kapsamalıdır.

Uzlaşma Yönetimi; 6B Yaklaşımı

Uzlaşma sürecinde, katılım seviyesinin artırılması için ‘bilgilendirme’, ‘bilinçlendirme’, ‘buluşma’, ‘beklenti’, ‘belirsizlik’ ve ‘benimseme’ (6B) bileşenleri önem kazanmaktadır.

Bilgilendirme: Uzlaşma yönetiminde en önemli bileşen taraflar arasında doğru, şeffaf ve zamanında bilgi ve belge akışının sağlanmasıdır. Bilgilendirme süreci içinde taraflardan kamu, proje hakkında doğru bilgiyi zamanında projeden dolaylı ve dolaysız etkilenen taraflara iletmeli ve paylaşıma açmalı, belirsizliklerin ortadan kalkmasını sağlamalıdır.

Bilinçlendirme: Uzlaşma yönetiminin ikinci bileşeni ise bilinçlendirme sürecini kapsamaktadır. Projeden etkilenenlerin projenin ortaya koyacağı yenilikler ve kazanımlar konusunda bilinçlendirme çalışması yapılmalıdır.

Buluşma: Bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları tarafların buluşturuldukları ikili ve çoklu görüşme ve toplantılarla yapılmaktadır. Kapsamlı yer değiştirme projelerinde katılım seviyesinin artırılması tasarımdan uygulamaya kadar alınacak tüm kararların proje geliştirme süreci içindeki tüm tarafların bir araya gelecekleri ortamlarının yaratılması uzlaşmanın en temel bileşenidir. Buluşma ortamlarda ‘hoşgörü’ ve ‘diyalog’ uzlaşma kültürünün oluşmasının olmazsa olmaz en önemli kavramlarıdır.

Beklenti: Uzlaşma sürecinde, projeden doğrudan ya da dolaylı olarak etkilenen belediye, yatırımcı,  mülk sahipleri, kiracılar ve sivil toplum örgütlerden oluşan taraflar arasındaki ‘kendisinin diğer taraftan beklentisi’ ile ‘diğer tarafın kendisinden beklentisini’ ele alan  ‘beklenti yönetimi’ önem kazanmaktadır.

Ayrıca, beklentilerin yönetiminin olmazsa olmaz koşulu ise ‘bireysel çıkar’ ile ‘toplumsal çıkar’ arasındaki hassas dengenin kurulmasıdır. Denge sağlamak için en temel soru ise ‘projede yaratılan değerden kamu/toplum ne ve nasıl pay alacaktır?

Belirsizlik: Uzlaşma sürecinde çeşitli nedenlerle kararların zamanında alınamaması ya da alınan kararların uygulanamaması sonucunda özellikle proje alanında yaşayanlar ve mülk sahipleri için birtakım belirsizlikler ortaya çıkmaktadır.

Belirsizliklerin ortadan kaldırılması için ‘yetki paylaşılmalı’, ‘izleme ve değerleme’ yöntemleri geliştirilmeli ve ‘politik kararlılık’ ortaya konulmalıdır

Benimseme: Uzlaşma yönetiminin son bileşeni ise benimseme aşamasıdır. Proje yaklaşımından ortaya çıkan değerin paylaşımına kadar tüm kara süreçlerindeki politikalar, stratejik hedefler ile aşağıdaki konular taraflarca benimsenmelidir.

Stratejik Planlama; 6E Yaklaşımı

Kapsamlı Kentsel Dönüşüm Projelerinin çok sektörlü ve çok aktörlü işbirliklerini içermesi ve toplumsal, mekânsal ve ekonomik boyutları ile uyumlu bir eylem sürecini kapsaması, uzlaşma yönetimi yaklaşımının ardından ‘stratejik eylem planlama’ yaklaşımını da gündeme getirmelidir.

Stratejik eylem planlarının strateji ve eylem alanları; sürdürülebilir gelişmenin temel ilkesi olan ekonomi, eşitlik ve ekoloji bileşenlerinin yanı sıra, projelerin yapılabilirliğini sağlayan etkin olma, elde edilebilirlik ve entegrasyon (6E) temel ilkelerini kapsamalıdır.

Sürdürebilir gelişmenin ve projenin yapılabilir kılınmasının temel ilkeleri;

  • Yerel ekonominin geliştirilmesini sağlayan ekonomi,
  • Kamu kaynaklarına herkesin eşit erişimini sağlayan ve proje değerini eşit paylaşmayı dikkate alan eşitlik,
  • Çevre ve kültür değerleri koruyan ekoloji,
  • Kamu sektörü, özel sektör ve sivil toplum örgütleri ile gücün paylaşımını sağlayan etkin olma,
  • Kamusal alanların uzlaşma ve yenilikçi yaklaşımlarla elde edilebilirliği,
  • Toplumsal, ekonomik ve mekansal entegrasyon,

(6E) bileşenleri stratejik eylem planlamasının stratejik çerçevesini oluşturmalıdır.

Kentlerin Yol Haritaları için BEK Analizi

Kent çalışmaları ile yol haritaları hazırlama sürecinde; ‘kentsel strateji’, ‘katılımcı planlama’  ve ‘stratejik tasarım’ çalıştayları yapılarak beklentilerin doğru elde edilmesi ve yol haritasının kamuoyu ve yatırımcılara anlatılması için stratejik iletişim yönetiminin doğru yapılmasıdır. Bu çalışmalar, özellikle kentlerin yarışabilirliği çerçevesinde farklılığın ortaya konulmasını sağlamaktadır.

Kentlerimizin geleceğinin belirlenmesi için vizyon ve ortak değerler çerçevesinde ortaya çıkan stratejik hedeflerin belirlenmesine yönelik BEK Analizi çalışmalarının yapılması gerekmektedir.

BEK Analizinin birinci aşaması olan ‘Beklenti Analizi’, tarafların birbirlerinden beklentilerinin alınması sürecidir. İkinci aşaması ise ekoloji, ekonomi, eşitlik ilkesi ile etkin olma, elde edilebilirlik, entegrasyon ilkelerini içeren 6E Analizidir. Üçüncü aşama ise başta kimlik olmak üzere koruma, kapasite, kalkınma, katılım ve kurgu kavramları ile gelecek stratejilerinin belirlenmesini içeren 6K analizidir.

Yeni Planlama Yaklaşımı; ‘Kentsel Strateji’ Temel Çerçevesi

Kentsel sorunların çözümünde durağan ve sorun üreten bir yaklaşım yerine esnek ve dinamik süreci fırsata çeviren bir ‘Kentsel Strateji’ yaklaşımına gereksinim vardır.

Kentsel Strateji Temel Çerçevesi, yeni bir kent vizyonu çerçevesinde kent formunun nasıl gelişeceğine ilişkin öngörülerin, stratejik önceliklerin ve zorunlulukların belirtildiği çerçeveler ve stratejileri kapsamalıdır.

3 Çerçeve, 3 Strateji

Modelin yaygınlaşabilir ve uygulanabilir olması için yukarıdan aşağı ilçe bazında ‘stratejik’ mahalle ölçeğinde ‘yerel’ ve aşağıdan yukarı 3ADA1ADA ölçeğinde ‘yapı adası’ çerçevesi oluşturulmalıdır.

Stratejik Çerçeve

İlçe Strateji Çerçevesi ‘kent formunun’ yeniden şekillenmesini belirler. Ulaşım ve  açık alan sistematiği,  karma kullanımlar, yükseklik ve yoğunluk vb önemli stratejik kararlar mevcut kentsel formdan etkilenerek verilir.

Yerel Çerçeve

Kent dokusunun organize edilebilir en küçük parçasının oluşturan ‘yapı ada’larının ‘birleşme’ stratejileri çerçevesinde ‘yeni(den) parselasyon’ ile ortaya çıkacak yeni kentsel doku formları,  yeni(den)  yaşam alanlarının oluşturulması için tasarlanmalıdır.

Kentsel gereksinmelerin yürüme mesafesi içinde yeterince sağlanacağı ve  toplumsal yaşamın yeniden örgütleneceği bir mahalle kurgusu yaşam kalitesi riskinin azaltılması için önemli bir adım olacaktır.

Yapı Adası Çerçevesi

Kentlerimizin büyük bir bölümünü oluşturan küçük  yapı adaları yeterli otopark, açık alan gibi yaşam kalitesini artırıcı kapasite ortaya çıkarmamaktadır. Kentsel dokuların en küçük birimini oluşturan parsellerin oluşturduğu yapı adalarında; daha fazla yeşil ve açık alan, yeterli otopark ve geniş yollar sağlanması için yapı adalarının birleştirilerek tasarlanabilir bir hale getirilmelidir..

Yeni Tasarım Yaklaşımı; ‘Stratejik Tasarım’

Yaşam alanlarının yeniden tasarlanması sürecinde mevcut sorunların çözümü için farklılık, farkındalık  ve katma değer yaratacak bir sürecin yönetimi için ‘strateji’ ve ‘tasarım’ bileşenleri önem kazanmaktadır.

Strateji kentsel gelişim ve dönüşümün, tasarım ise kentsel yaşamın yeniden kurgulanması için önemli iki bileşendir.. ‘Stratejik Tasarım Yönetimi’ ise karmaşık sorunların çözümü için tarafların beklentilerini dikkate alan, uzlaşmaya açık, katma değer yaratan esnek bir süreci kapsar.

Stratejik Tasarım, gelecek odaklı tasarım ilkelerini belirlerken yenilikçilik, yaratıcılık, araştırma, yönetim, uygulama, katılım ve tasarım süreçleri arasında köprüler kurulmalıdır. Kent ve yapı ölçeğinde, mekânsal ve toplumsal sorunları çözmek için dışsal ve içsel dinamikler değerlendirilerek estetiğin yanı sıra ‘doğru’ ve ‘uygulanabilir’ tasarım kararları alınmalıdır.

İMAR HAKKI TRANSFERi

Amaç, dönüşümü ve korunması gerekli alanlarda ,var olan imar hakkı veya imar baskısı altında oluşabilecek potansiyel imar haklarının, bir başka projeye transferini veya bu hakkın menkul kıymet hakkına dönüşümünün sağlanmasıdır.

Söz konusu model, ülkemizde uygulanmamasına rağmen, birçok ülkede başarılı bir biçimde uygulanmaktadır. 1999 yılında, Curitiba-Brezilya’da katıldığım bir seminerde, bu modelin uygulama yöntemlerini gördüm.

Model, özellikle, tarihi çevrede yapıların ve tarihi dokuların, imar baskısı altında dayanamayıp, yıkılıp yeni yapılar ve yerleşmelere dönüşmesi yerine, bu alanlarında imar haklarının olması gerektiğinin kabul edilmesi, ancak bu hakkın mülk sahiplerine sertifika yoluyla başka alanlara veya projelere transfer edilerek, kullandırılmasına olanak verilmesidir.

Transfer sertifikaları ise kentin merkezinde veya bir başka yerinde herhangi bir proje yatırımı için daha fazla imar hakkına ihtiyacı olan yatırımcılar tarafından, serbest piyasa koşullarında satın alınmaktadır.

Böylelikle, kamu imar hakkını kentin bir bölgesinden, diğer bir bölgesine transfer ederken, hem tarihsel dokuyu koruyarak, mülk sahibine kaynak yaratarak onun mağdur olmasını önlemekte ve yarattığı kaynağın ise bir bölümünü tarihi yapının ve bahçesinin korunması için yatırıma zorlamakta, hem de kentin bir diğer tarafında ihtiyaç olan imar hakkını, yatırımcılara  piyasa koşullarında sağlamaktadır.

Modelin avantajları ise;

  • Doğal ve kültürel değerlerimizin korunması,
  • Eşitlikçi imar hakkı dağılımı,
  • Piyasa koşullarında imar haklarının değerlendirilmesi,
  • Kamunun imar haklarını, daha etkin kullanması,
  • Kentsel toprağın, çağdaş ve kentsel gereksinmelere yönelik olarak en optimum ve yararlı kullanılmasıdır.

Bu model de, özellikle son depremden sonra, kritik alanların boşaltılarak, mevcut imar haklarının  başka alanlara veya projelere transferi ile özellikle gecekondu ve kent merkezindeki çöküntü alanlarının dönüşümünde kullanılabilir.

Kentsel dönüşüm/yenileme projeleri doğası gereği ‘uzlaşma’ ister. Projeden doğrudan ya da dolaylı etkilenen tarafların uzlaşma süreci içinde yer almaları hem proje geliştirme aşamasında ‘gerilimi’ azaltırken hem de kendimize özgü uygulanabilir ve yaygınlaşabilir proje model ve yöntemlerin ortaya çıkmasını sağlamaktadır.

‘Uzlaşma stratejileri’ ortaya konulurken,

  • Merkezi Yönetim, Yerel Yönetim
  • Yerel Yönetim, Özel Sektör
  • Yerel Yönetim, Mülk Sahipleri, Yaşayanlar
  • Kamu, Özel ve Sivil Örgütler

arasındaki işbirliği ya da ortaklık yaklaşımları birtakım projelerde;

  • Proje Geliştirme Şirketi (Portakal Çiçeği Vadisi, Dikmen Vadisi-Ankara),
  • Sözleşme (Sulukule-İstanbul, Zafer Plaza-Bursa)
  • Dernek (Kartal Dönüşüm Projesi-İstanbul, Dragos Dönüşüm Projesi-İstanbul)
  • İhale (Tarlabaşı Yenileme Projesi-İstanbul- Fener Balat Yenileme Projesi-İstanbul)

model ve yöntemleri uygulanmaktadır.

Portakal Çiçeği Vadisi-Ankara örneğinde, proje ortaklığı, kamu-özel sektör işbirliği, arsa sahipleri ve girişimcinin de katılımı ile gerçekleşmiştir. Özellikle, arsa sahipleri, proje kararlarına, temsilcileri aracılığı ile şirket, yönetim ve denetim kurullarında, temsil edilerek katılmışlardır. Ayrıca, şirket tarafından, gündeme getirilen her türlü öneri, arsa sahipleri ile yapılan aylık toplantılarda da ele alınmıştır.

Dikmen Vadisi-Ankara projesinde ise proje geliştirme yükümlülüğünü Ankara Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinin katılımı ile yine şirket üstlenmiştir. Ancak, ortaklık, şirket ve belediye yöneticileri ile arsa sahiplerinin kooperatifler çatısı altında örgütlenerek, temsilcileri aracılığı ile katıldıkları Proje Karar Kurulu yöntemi ile sağlanmıştır. Kurulun amacı, proje ile ilgili her türlü kararın, birlikte tartışılmasını ve kararların oy birliği ile alınmasını sağlamaktır.

Kartal ve Maltepe Dragos sanayi odaklı kentsel dönüşüm projelerinde belediye ve mülk sahipleri arasındaki işbirliği mülk sahiplerinin dernek çatısı altında örgütlenerek belediye ile planlama ve proje geliştirme konularında işbirliği yapılmaktadır.

Kartal kentsel dönüşüm projesinde yarışma yoluyla elde edilen fikir projesi, mülk sahiplerinden oluşan dernek işbirliği ile geliştirilmektedir.

Tarlabaşı 1.Etap Yenileme Projesi ise belediye ile özel sektör arasında ihale yöntemi ile gerçekleştirilmeye çalışılan bir projedir. Proje, belediye ve özel sektör işbirliğine, mülk sahiplerinin uzlaşma yoluyla katılımlarını sağlamayı hedeflemektedir.

deneyim

Gündemde bulunan; kimi projeler ‘gayrimenkul geliştirme ‘yaratılan değerin paylaşımı’ ve ‘katılımcı planlama ve tasarım’ odaklı ele alınmaktadır. Günümüzde artık proje geliştirilirken ‘ekonomik ve toplumsal gelişme’ ve ‘yerel’ odaklı yaklaşımları da öncelikli olarak ele almak zorundayız.

Kamu odaklı geliştirilen projelerde ortaya çıkan gerilimin azaltılması ve kapsamlı dönüşümün mekansal, toplumsal ve ekonomik boyutunu da dikkate alan ‘yeniden dönüşüm’ sürecinin yaşanması için;

  • Kentlerin Geleceği (6K)
  • Uzlaşma Yönetimi (6B)
  • Stratejik Eylem Planlaması (6E)

vb konular kentleşme gündemimizin en önemli ve öncelikli maddeleri olacaktır.

 

A.Faruk GÖKSU

Kentsel Strateji, Kurucu Ortak, Uzlaşma Yöneticisi