Geçtiğimiz yüzyılın, özellikle son çeyreğinde yaşanılan hızlı kentleşme sonucunda, oluşan kentsel dokuların, yeniden, bu kez, sosyal ve ekonomik koşullar da dikkate alınarak, yeni bir yaklaşımla dönüşümü gündemimize oturmuştur. Bugünlerde, kentsel dönüşüm ile ilgili olarak
2000’li yılların ikinci yarısından itibaren başta İstanbul olmak üzere kentlerimizin pek çoğunda uygulanmaya çalışılan dönüşüm ve yenileme projeleri pek çok tartışmayı gündeme getirmektedir. Söz konusu tartışmaların ana başlıkları; Proje Alanlarının Tespiti İlkeleri Proje
Kentlerimizdeki dönüşüm süreci ve büyük ölçekli müdahalelerin, mekan ve yaşam üzerindeki etkileri travma boyutuna ulaştı. Proje süreçlerinde 'etkilenenler' yani alanda yaşayanlar ve çalışanlar ile 'etkileyenler' yani proje geliştiriciler arasında etkileşim ortamlarının yaratılmaması, katılımcı
‘’ŞEHİRCİLİKTE REFORM:Kentsel Dönüşüm Yaklaşımları’’ 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü, 27. Kolokyumu-Mersin Giriş Günümüzde, kentlerimizin içinde bulunduğu ekonomik ve fiziksel koşullar ile doğal afet riski de dikkate alındığında, özellikle kent içi yapı stokunun bulunduğu alanların, dönüşümüne ilişkin proje
A-KURUMSAL YAKLAŞIM Ülkemizde, kentsel dönüşümün gerçekleşmesi için ulusal ölçekte; bir strateji planı ve plana bağlı olarak kurumsal bir yapı ile yasal düzenleme ve bir fona ihtiyaç bulunmaktadır. Hükümet tarafından hazırlanacak Kentsel Dönüşüm Ulusal Strateji
Özet Ülkemiz planlama deneyimi kapsamında, planlama ve altyapı entegrasyonunu sağlayan çok az kent ve yerleşim bulunmaktadır. Özellikle kentleşme hızının yüksek olduğu son 25-30 yıllık süreç içinde, kentsel altyapı yatırımları sürekli planlamanın ardından gelmiş ve
‘Dönüşüm’, ve ‘yenileme’ kavramları ve bu kavramlar doğrultusunda tasarlanan projeler yada uygulamalar ‘gerilim’ yaratacağa benziyor. Söz konusu gerilimin nedeni ise ‘proje senaryolarının doğru yazılmaması’ ve yerel halkın ‘projeye katılımının sağlanmaması’ olarak sıralanabilir. Türkiye kentleri