22806
post-template-default,single,single-post,postid-22806,single-format-standard,stockholm-core-2.2.9,select-theme-ver-8.8,ajax_updown,page_not_loaded,,qode_menu_,wpb-js-composer js-comp-ver-7.2,vc_responsive

Havza Ölçeğinde Stratejik Planlama ve Kalkınma ‘Kelkit Havzası Örneği’

 

I-Giriş

Kentlerimizin yaşamış olduğu, plansız ve programsız değişim ve dönüşüm süreci bugün, kritik bir döneme gelmiştir. Bu  süreç içinde, kentlerimizin fiziksel gelişiminde etkili olan, ‘rant’ yada ‘gayrimenkul odaklı’ plansız yada klasik imar planı tekniklerinin egemen olduğu yaklaşımlar olduğunu görmekteyiz.

Bu süreç sonunda, kentlerimizin büyük bir bölümünde kentsel ekonomi çökme noktasına gelmiştir. Artık, kentsel ölçekte yoksulluk kavramından söz edilmeye başlamıştır. Gelinen nokta, kentlerin kendi dinamiklerinin ‘yeniden canlanma’ için yeterli olmayacağıdır.Bu nedenle, kentsel dinamiklerin harekete geçirilmesi için bölgesel dinamiklerin harekete geçirilme zorunluluğu ortaya çıkmaktadır.

Kentleşme hızının düşmesi, kentlerimizin büyük bölümünde deprem riskinin gündemde bulunması ve AB’liği süreci, yeni dönemin önemli belirleyici kriterlerini oluşturacaktır.

Yeni dönemi iyi değerlendirmenin en önemli koşulu ise makro ölçekte strateji ve hedeflerin belirleneceği bir ‘Ulusal Program’ın ortaya konulması ile olacaktır.

Ulusal Programın stratejilerini belirlerken;

  1. İdari bölge yerine ekonomik yada doğal eşikler ile toplumsal etki alanlarının ağırlıklı olduğu bir bölge ve alt bölge tanımının yapılması,
  2. Yeni bir yönetim anlayışının kurulması için kamu, özel ve sivil örgütler arasındaki işbirliği yöntemlerinin geliştirilmesi,
  3. Ulusal, bölgesel, kentsel ve yerel düzeyde belirlenen strateji ve hedefler doğrultusunda kamusal kaynakların öncelik ve kullanımına  ilişki sisteminin doğru kurulması,
  4. Planlama sisteminin yeniden tanımlanması,
  5. Bölgeler arası dengesizliklerin ortadan kaldırılmasına yönelik plan ve programların oluşturulması,

vb konuları dikkate almamız gerekmektedir.

Ayrıca, stratejilerin yanı sıra önceliklerin belirlenmesinde ise;

  • Doğal ve kültür değerlerinin korunması,
  • Kentsel Yoksulluğun azaltılması,
  • İnsan ve yaşam odaklı kentsel gelişme,

temel kriter ve öncelik olmalıdır.

II-Yeni Gündem

Artık, yıllardır, özellikle, planlama ve yönetim anlayışımızın, kent ölçeğinde ele alındığı bir dönemin sonuna gelinmiştir. Kent ve bölge ölçekleri arasındaki ilişkiler, özellikle doğal ve ekonomik eşik kriterleri dikkate alınarak, yeni bir anlayışın gündeme gelmesini zorunlu hale getirmektedir.

Kentlerimizin içinde bulunduğu yapısal sorunların çözümü için yeni gündem maddeleri oluşturmamız gerekmektedir. Gündemin belirleyicisi ise yetki ve sorumlulukların yerele transferi, kaynakların yeniden kullanımı ile proje ortaklığı olmalıdır.

Bölge-Kent ilişkisi dikkate alınarak kentlerin vizyonu, stratejileri ve hedefleri doğru belirlenmelidir. Bunun için yeni doğal ve ekonomik eşikleri dikkate alan bir bölge planlama anlayışı içinde kentlerimizin geleceğini tartışmalıyız.

Özellikle, günümüzde, kıt ulusal kaynakların kullanımı ve paylaşımı dikkate alındığında, yeni kentsel potansiyeller, üst ölçekte belirlenecek stratejiler sonucunda üretilecek proje ve programlarla ortaya çıkarılacaktır. Bu, artık, kaçılmaz bir zorunluluk haline gelmiştir. 

a)Yetki ve Sorumlulukların Yerele Transferi:

Yetki ve sorumlulukların yerele transferi sürecinin hızlandırılması ve bu süreçte eğitim, katılım ve proje geliştirme vb gibi konularda, yerel kapasitesinin artırılmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Yetki ve sorumlulukların paylaşımında aşağıdan-yukarı örgütlenme ve yaklaşımı daha da önem kazanmalıdır.

Yerel kapasitenin artırılması, aynı zamanda, yerel dinamiklerin harekete geçirilmesi ve uygulanabilir proje üretme potansiyellerinin oluşturulmasını da gündeme getirecektir.

b)Kaynakların Yeniden Kullanımı:

Kentsel ve bölgesel kaynakların doğru ve etkin kullanımı, yöntem ve tekniklerinin yeniden belirlenmesinde yarar bulunmaktadır. Kısıtlı kamu kaynaklarının bugüne kadar etkin olarak kullanılmadığı bilinen bir gerçektir. Kaynak kullanımı kentsel ölçek yerine bölgesel ölçekte ele alınıp, kaynak kullanımına yönelik programlar geliştirilmelidir. Ayrıca, kıt kaynakların kullanımında, önceliklerin doğru belirlenmesi ayrı bir önem kazanmaktadır.

Bunun yanı sıra, kaynakların yeniden kullanımında, mevcut potansiyellerin iyi belirlenmesi de gerekmektedir. En önemli kaynağın insan olduğu dikkate alındığında, özellikle yerel kapasitenin harekete geçirilmesi için, proje bazlı eğitim programlarının devreye sokulmasında büyük yarar bulunmaktadır.

c)Proje Ortaklığı:

Proje ortaklıkları, projeden etkilenen grupların, birlikte belirledikleri amaç ve hedefler çerçevesinde bir araya geldikleri ortamlar olmalıdır. Ortaklıkta temel ilke bireysel çıkar ile toplumsal çıkar arsındaki dengenin iyi kurulmasıdır.

III-Örnek bir çalışma; Kelkit Havzası

Yeni gündemin kavram ve yaklaşımlarını dikkate alan Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma Vakfı, ÇEKÜL öncülüğünde, kamu, özel ve sivil birlikteliği ile oluşturulan ‘Kelkit Platformu’ ki daha sonra Havza Birliği aracılığı ile Gümüşhane Kelkit’ten doğan ve Tokat’ta Yeşilırmak ile birleşen Kelkit Irmağı boyunca 5 kent ve 15 belde yerleşim merkezini kapsayan bir ekonomik kalkınma hareketi başlatılmıştır. (Bkz. Tablo 1)

Yaklaşık 320 km uzunluğundaki Kelkit çayının etrafında yaşayan bir milyon nüfusun, başta çevre, kültür ve tarihsel değerlerin korunması olmak üzere, havza boyutunda ekonomik ve toplumsal kalkınmayı ele alan Kelkit Platformu, yeni planlama ve yönetim anlayışının, yeni yerel aktörlerin de proje bazında işbirliği içinde olmalarını öngörmektedir.

Havza Ortakları:

  • Erzincan, Giresun, Gümüşhane, Sivas, Tokat olmak üzere 5 ilin Valilikleri
  • Tokat G.O.P Üniversitesi, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi.
  • Köse, Kelkit, Şiran, Refahiye, Çamoluk, Gölova, Alucra, Akıncılar, Şebinkarahisar, Suşehri, Koyulhisar, Reşadiye, Almus, Niksar, Erbaa olmak üzere onbeş (15) ilçe ile bu ilçelere bağlı belde belediyeleri.
  • ÇEKÜL Vakfı

Tablo 1:Kelkit Havza Yerleşimleri

kelkit1

Kelkit Bildirgesi

24 Ocak 2003 tarihinde kamuoyuna açıklanan 10 maddelik Kelkit Bildirgesini 6 ana konuda özetleyebiliriz.

  • Tüm paydaşların katılım süreçlerinde yer alması,
  • Yeni bir kalkınma ve yönetim anlayışı,
  • Kamu, özel sektör ve sivil işbirliği,
  • Doğal ve kültürel potansiyellerin etkin kullanımı ve sürekliliğinin sağlanması,
  • Yerel Kapasitenin artırılması,
  • Sektörler arası ilişki ve bütüncül yaklaşım,

Platformun Faaliyetleri:

  1. Yerel düzeyde çoğulcu ve katılımcı demokrasi ilkelerini yaşama geçirmek,bölge sorunlarını demokratik platformda tartışmak.Bölgenin öncelikli sorunlarını belirlemek ve değişik düşünceleri ve önerileri belirleyerek ilgili kurum ve kuruluşlara sunmak.
  2. Yerel yönetimlerde karar alma sürecine bölge halkının her kesiminin temsilcilerinin en geniş katılımını sağlamak.Bölge siyasi kavramını yerleştirmek ve platform bünyesinde bölge siyasetini,değişik toplumsal temsilcilerinin getireceği farklı yaklaşımlarla oluşturmak.
  3. Yerel yönetimleri en geniş biçimde halkın denetimine açmak,öneri ve eleştiri mekanizmalarını yaygınlaştırarak,denetim olgusunun işlerliğini sağlamak.Bölge sorunları ve ihtiyaçlarının tespiti ile bunların çözümü yollarının belirlenmesi konusunda fikir üretmek. Bunu bölge halkının dikkatine sunmak ve katılımını sağlamak.
  4. Hemşerilik bilincini bölge boyutunda anlatmak ve artırmak.
  5. Bölgenin ekonomik,sanatsal,kültürel, eğitim, sağlık ve tarımsal gelişme hedeflerini belirlemek. Belirlenen hedeflere uygun stratejiler planlamak.
  6. Halkı bölgedeki yerel yönetimler karşısında sadece sorunlardan yakınan konumdan çıkartıp,sorunların tespiti ve çözüm üretimi süresince etkin hale getirmek.
  7. Demokrasinin tabanda gelişeceği düşüncesiyle sivil toplum kuruluşlarının kuruluş ve gelişmelerine katkıda bulunmak.

2003 yılında, Kelkit Platformu çerçevesinde çalışmalarına başlayan ve daha sonra Havza Birliği içinde yer alan üye kentlerde gerçekleştirilen buluşmalarda, havza planlaması ve yönetimi konularında birtakım kararlar alınmakta ve çalışmalar gerçekleştirilmektedir.

Havza coğrafyası içinde bulunan çeşitli ölçekteki kentsel ve kırsal yerleşimlerin, hem ekonomik hem de mekansal olarak sorunların tek başına çözümünün zor olduğu günümüzde, havza ölçeğinde, bir platform aracılığı bir araya gelen kamu, özel ve sivil örgüt temsilcilerinin, ‘Havza Mastır Planı’ çerçevesinde, ortak vizyon, amaç ve hedefler doğrultusunda ele aldıkları konular, danışma kurulu toplantıları ve yerel forumlarda tartışılmaktadır.

Havza programları; örgütlenme, yöntem ve ürün bazında ele alınmakta ve özellikle kırsal ve kentsel alan ile yerel ölçekte, fiziksel, ekonomik ve toplumsal boyutları içeren projeler üretilmeye çalışılmaktadır. (Bkz Tablo 2)

Havza ölçeğinde, planlama ve örgütlenme konularında, yukarıdan-aşağı ve aşağıdan-yukarı karar alma süreçlerinin geliştirilmesi, kararların proje bazında eyleme dönüşmesi, kentlerimizin geleceği açısından da büyük önem taşımaktadır.

kelkit2

Havza Mastır Planı ile Stratejik Eylem Planı, projelerin geliştirilmesi ve uygulanması konusunda en önemli iki belgeyi oluşturmaktadır. Mastır Plan ve Stratejik Eylem Planı uzun ve kısa vadeli birtakım strateji ve programları kapsamaktadır.

Bu kapsamda öncelikli olarak;

  • Havza kirliliğinin azaltılması,
  • Tarım ve hayvancılık,
  • Yerel iş yaratma

konularında projelerin üretilmesini karara bağlamıştır.

Kelkit Havzası hedefleri, ekonomik kalkınma, kültürel ve doğal mirası koruma ve katılım ana konularında belirlenmiştir. Her hedefin stratejileri ve projeleri ise birlik yönetim kurulu toplantıları, danışma kurulu toplantıları ile yerel forumlarda tartışılarak karara bağlanmaktadır. (Bkz. Tablo 3)

Tablo 3:Kelkit Havzası Hedef ve Stratejileri

kelkit3

IV-Öncü Girişimler

Kelkit Havza Birliği, kuruluşundan bu yana birçok proje ve programı uygulamaya geçirmektedir. Ancak, birtakım öncü proje ve programlar birtakım temel ilkeler doğrultusunda eş zamanlı olarak başlatılmaktadır. Öncü projelerin amacı, havza ve ulusal ölçekte kendimize özgü model ve yenilikçi yaklaşımların ortaya konulmasıdır.

Stratejik Proje Ortaklığı (SPO)

Kelkit Havza Birliği kapsamında yer alan kentlerde özellikle proje bazında işbirlikleri ve sorumlulukları belirlemek üzere Stratejik Proje Ortaklıkları(SPO) kurulmaya başlamıştır. Kent bazında oluşturulan SPO’lıkları, Kelkit Havza Birliği’nin amaç ve hedefleri doğrultusunda yerel ölçekte pilot projelerin uygulamaya geçmesini sağlamaktır.

SPO’lığı, yerel ölçekte;

  • İşsizliğin azaltılması ve nitelikli işgücü yaratılması,
  • Kentsel ve kırsal yoksulluğun azaltılması,
  • Kentsel ve kırsal alanlardaki potansiyelleri dikkate alarak Ekonomik Kalkınma Modellerinin ortaya çıkarılması,
  • Kelkit Platformu ilkeleri doğrultusunda, üretilecek model ve stratejilere baz olacak, yerel ölçekte pilot projelerin uygulamaya sokulması,
  • Teşvik kapsamı çerçevesinde, ulusal ve uluslararası yatırımcılar ile işbirliği ortamlarının araştırılması,
  • Tarihi ve kültürel mirasımızın korunması ve halkın bilinçlendirilmesi,

vb konularda proje ve fikir üretip, araştırma yapmaktadır.

Bu ortaklıklardan ilki Gümüşhane’de kurulmuş ikincisi ise Sivas kentinin gündemindedir. Gümüşhane Stratejik Proje Ortaklığı (GSPO)’nun amacı, Gümüşhane ilinin, başta ekonomik olmak üzere, toplumsal ve fiziksel sorunlarının çözümüne yönelik olarak İl Özel İdaresi, Belediye, Ticaret Odası ve Çekül Vakfı olmak üzere dört stratejik ortağın,  bir araya gelerek, proje bazında iş ve güç birliği oluşturmalarıdır.

Kelkit Havza Birliğinin, en önemli konulardan biri olan işsizliğin azaltılması ile tarihi ve kültürel mirasın korunması ve sürdürülmesine yönelik, ‘Barışan Kentler’ ve ‘Kent Atölyeleri’ ile ‘ÇİT Portföyü’ adlı üç projeyi kentlerin gündemine getirmektedir.

 a)Barışan Kentler

Barışan Kentler Projesinin amacı ise geçmiş ile bugünü yeni proje alanlarında barıştırmaktır. Barıştırmanın birinci koşulu hiç şüphesiz, tarihi ve kültürel varlıklarımızı korumak ve gelecek nesillere aktarılmasını sağlamak, ikincisi ise geçmiş ile günümüz değerlerinin harmanlandığı yeni proje alanları yaratmaktır.

Barışan Kentler kapsamında iki önemli girişim başlatılmıştır. Bunlardan birincisi Gümüşhane Süleymaniye Projesi, ikincisi ise Yeni Sivas Projesidir.

Her iki projenin hedefleri ise;

  • Proje paydaşları ile ortaklıklar kurmak,
  • Proje Geliştirme, katılım, kent ekonomisi vb gibi konularda yenilikçi yöntemler geliştirmek,
  • Geçmiş ile günümüz değerlerinin harmanlanarak oluşturulan yeni kimlik ve imaj doğrultusunda yeni mekanların yaratılması,

olarak belirlenmiştir.

b)Kent Atölyeleri

Yapı ölçeğinde elde edilen deneyim sonucunda; geleneksel birikimin projeye ve uygulamaya yansımaması, teknik eleman yetersizliği, yeterli birikimi olmayan profesyonel işgücü, uygulama konusunda yetersiz inşaat firmaları, vb gibi eksikliklerle karşılaşılmaktadır.

Yapı ölçeğinde yaşanılan bu eksiklikler, kent ölçeğinde ele alınan proje ve uygulamalarda ciddi sorunları gündeme getirmektedir. Sorunlar ise disiplinler arası eşgüdüm eksikliği, proje ekonomisi sağlamama, proje ve uygulama uyumsuzluğu, kamu kurumları arasındaki ilişki zorlukları olarak sıralanabilir.

Geliştirilecek plan ve programların ise yerel ölçekte ve pilot proje bazında olması  model oluşturma ve sürdürebilirlik açısından önem taşımaktadır.

‘Kent Atölyeleri’ nin,

  • Zanaatkar ile profesyonelleri ve eğitim kuruluşlarının birlikte çalışması,
  • Usta-çırak ilişkisi içinde gelenek ve pratiğe yönelik eğitim ortamları sağlanması,
  • Karar verme süreçlerinin hızlandırılması,
  • Disiplinler arası eşgüdümün sağlanması,
  • Proje ekonomisinin yaratılması,

açısından önemi bulunmaktadır.

c)ÇİT Portföyü

Kent Atölyelerinde, eğitim sürecinden sonra sertifika almaya kazananların, istihdam edilmelerine yönelik ortamlar sağlamak ve hem yerel hem de ulusal ölçekte kullanılabilecek bir ‘Çapraz İşgücü Transferi (ÇİT) Portföyü’nün ve veri tabanının oluşturulması da ayrı bir önem kazanmaktadır.

Sivas, Tokat ve Gümüşhane başta olmak üzere çeşitli kentlerde, İl Özel İdarelerinin öncülüğünde kurulan atölyelerde kalifiye iş gücü yetiştirilmiştir. Ancak, yetişen iş gücünün, iş bulma potansiyeli o kentte üretilen proje ile sınırlı kalmaktadır.

Projenin amacı, kentler ve projeler arası iş gücünün transferinin yanı sıra, bilgi alışverişini sağlamaktır.

ÇİT Portföyünde;

  • Beceri kazanan kursiyerlerin iletişim bilgileri,
  • Uzmanlık bilgileri,
  • Çalışma deneyimleri,
  • İstihdam olanakları,
  • Eğitim programları,
  • Kurs programları,
  • Aylık raporlar,
  • Dokümanlar ve diğer bilgiler,

vb bilgiler yer alacaktır. Yatırımcıların, bu kişilerle direkt ilişki sağlayacakları bir web ortamı yaratılacaktır.

Öncü girişim ve projeler özelikle katılım, ekonomik kalkınma ve doğal ve kültürel değerleri koruma hedefleri doğrultusunda hazırlanmıştır. Amaç, bu ve buna benzer proje ve programların yaygınlaşabilir ve sürdürebilir olmasını sağlamaktır.

 V-Sonuç

Yazıda ele alınan proje ve programlar ile havza ve kent ölçeğinde gündeme getirilen yaklaşımlar bir işbirliği sürecinin ürünleridir. Amaç, bu süreç içinde ortaya konulan çalışmalar sonucunda, kendimize özgü ve yaygınlaşabilecek model ve yöntemleri ortaya çıkarmaktır.

Kelkit Havza Projesi ile gündeme getirilen yaklaşım;

  • Bölgesel ölçekte bütüncül bir planlama yaklaşımı,
  • Yukarıdan aşağı ve aşağıdan yukarı örgütlenme biçimi,
  • Kaynak kullanımında eşgüdüm ve öncelikleri,
  • Stratejik Proje Ortaklıkları,
  • Doğal ve kültürel bazlı ekonomik ve toplumsal kalkınma,

vb konuları içermektedir.

Yıllardır, bölgesel kalkınma girişimlerinin, kamu tarafından gündeme getirilmesi ve birtakım projelerin uygulamaya sokulmasına rağmen,  karar süreçleri, hep yukarıdan aşağıya doğru bir sistematik içinde gelişmiştir. Yerel aktörlerin katılımı yani aşağıdan yukarı karar süreçleri hep söylemde kalmıştır. Başka bir deyişle, yetkinin yerele transferi kapsamlı olarak gerçekleşmemiştir.

Kekli Platformunun en önemli özelliği yerelin karar süreçlerine katılımının sağlaması ve kamu ile ortak karar alma ortamlarını yaratmasıdır. Günümüzde, istatistiki 26 bölge kapsamında,  Bölgesel Kalkınma Ajansları aracılığı ile yeni bir yönetim anlayışının ortaya çıkması da bu yönü ile olumlu bir gelişmedir.

İster kamu odaklı, ister sivil odaklı olsun, bu tür girişimlerin bir ulusal program çerçevesinde işbirliği içinde gerçekleştirilmesinde yarar bulunmaktadır. Kentlerimizin geleceği, ancak bölgesel ölçekte üretilecek stratejiler doğrultusunda ortaya çıkacak proje ve programların oluşturulması ile ele alınmalıdır.

Bölgesel ölçekte ortaya konulan vizyon, hedefler ve stratejiler, yerel ölçekte geliştirilecek proje ve programlarla eş güdüm içinde gelişmek zorundadır. Temel ilke ise yerel gücün dinamizminin harekete geçirilmesi olmalıdır.

 

A.Faruk GÖKSU

Kaynakça:

  1. Kelkit Vadisi Bülteni, Mayıs, 2003,
  2. Kelkit Vadisi Bülteni, Ağustos 2003,
  3. Kelkit Platformu kuruluş tüzüğü,
  4. Kelkit Platformu, Tokat toplantsı, Prof.Dr.Metin SÖZEN konuşması,
  5. Barışan Kentler, Çekül Vakfı, A.Faruk GÖKSU,
  6. Kent Atölyeleri, Çekül Vakfı, A.Faruk GÖKSU